TRAFİK ADABI 1. DERS ETAP43 SÜRÜCÜ KURSU TRAFİK ADABI 1. DERS ETAP43 SÜRÜCÜ KURSU
   
TRAFİK ADABI 1. DERS ETAP43 SÜRÜCÜ KURSU TRAFİK ADABI 1. DERS ETAP43 SÜRÜCÜ KURSU





TRAF
İK ADABI 

1.ADAP VE TRAFIK

Adap denince ne anlıyorsunuz?

Trafik adabı denince ne anlıyorsunuz?

Neden trafikte adap kurallarına uymalıyız? (Tartışınız.)

Türk Dil Kurumu, "adap" kelimesini "yol, yordam" olarak açıklamaktadır. Trafik adabı, o topluluktaki ya da ülkedeki insanların trafik içinde bireysel ve birbirine karşı davranış şekilleridir. Trafik psikologları, yaşam tarzı ile araç kullanmanın ilişkili olduğunu belirtmektedirler. Diğer bir deyişle, insan nasıl yaşarsa, öyle araçkullanır. Trafik adabı açısından değerlendirmek gerekirse, bir toplumdaki kişiler birbirine nasıl davranıyorsa, birlikte yaşama, yol yordamlarını ise trafik ortamında da aynı adap içinde davranırlar.

YazılıKurallara Uyma (Denetim ve Ceza Korkusu Olmadan):

Sürücü, araç kullanırken yapacağı bir kural ihlalinin sonucunun sadece maddi cezası olduğunu düşünmemelidir. Trafik içinde yapacağıbir kural ihlalinde, kendi canını ya da sevdiklerinin canınıtehlikeye attığının da farkında olmalıdır. Bu farkındalığı kazanmak için yapılması gereken ise trafikteki bütün kuralların nedenini öğrenmektir. Bilgi olmadan farkındalık oluşmaz. Bu nedenle de bir sürücüadayıher bilgiyi özümsemeli, her kuralın altında yatan güvenlik gerekçelerini sorgulamalı, öğrenmelidir.

(Çocuk Güvenliği, Emniyet Kemeri, Hız ve Dikkatsizlik videoları) Yazılı Olmayan ve Trafik İçerisinde Karşılıklı Anlayış ve Empati Gerektiren Davranışları Oluştur ve Bu Davranışları Alışkanlık Haline Getirme:

 

Trafik adabıTrafik içinde sorumluluk, yar-dımlaşma, tahammül, saygı, fedakârlık, sabır vb. değerlere sahip olabilme yetisi.


Lütfen unutmayımz! Trafikte hiçbir zaman tek başınıza değilsiniz. Trafik ortamını her zaman diğer yol kullanıcıları ile paylaşmak durumundasınız. Bu ortamda olumlu bir trafik adabı oluşturulmamışsa trafik güvenliğinin sağlanması mümkün olmayacaktır. Trafik güvenliği açısından evrensel trafik kuralları kadar olumlu trafik adabının oluşturulması da çok önemlidir. Trafik kurallarıne yapılması gerektiğini belirlerken, trafik adabı da bu kuralları kişiler tarafından ve her koşulda güvenliği sağlamak amacıyla uygulanıp uygulanmayacağını belirlemektedir.

2.TRAFİKTE TEMEL DEĞERLER

a) Sorumluluk

Sorumluluk; kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi anlamına gelmektedir. Unutmayınız ki güvenli, dikkatli, sorumlu davranmak üzgün ve pişman olmaktan iyidir. Sorumluluk duygusuna sahip bir sürücü, sadece araç kullanmayı değil, aynı zamanda kendine hâkim olmayı da öğrenmelidir.Sürücü, trafik içindeki davranışlarının sorumluluğunu hem kendine hem de diğer yol kullanıcılarına karşı üstlenebilmelidir. Davranışlarının sonuçlarını düşünerek, hareket etmelidir. Çünkü sürücü belgesi sahibi olmak demek, topluma bir 'söz' vermek de-mektir. Sürücü, bu belge ile "ben bir canlıyı öldürme ve çevreye zarar verme potansiyeli olan 'aracı' güvenli bir şekilde ve kimseye ve hiçbir şeye zarar vermeden kullanmak için gerekli bilgileri öğrendim ve bu bilgileri uygulamak için gerekli olan kişilik özelliklerine, yetişkinliğe ve sorumluluk duygusuna, psikolojik ve fiziksel uygunluklara sahibim" demektedir. Sürücü araç kullandığı sürece topluma verdiği bu sözü tutmakla yükümlüdür. Sürücülükle ilgili sınavları geçmesi ve belgeye hak kazanması, resmi olarak bu yükümlülüğü üstlendiği anlamına gelmektedir. "Insanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri, sorumlulukları ve inançlarıdır."

Örnek1:

Bir sürücü, sürekli şerit değiştirerek (slalom yaparak) araçkullanırsa, çevresindeki sürücülerin dikkatinin dağılmasına ya da panik yapmalarına sebep olabilir. Bunun so-nucunda sürücünün kendi hatalıdavranışıyüzünden başka sürücülerin kaza yapma riski artacaktır. Bu sürücübaşkalarının canına ya da malına zarar verme sorumluluğu-nu üstlenebilecek midir?

Örnek 2:

Ailesi ile birlikte yolculuk yapan bir sürücüaracınıhız limitlerini aşarak sürdüğünde, ailesinin hayatınıda tehlikeye atmışolacaktır. Bu sürücü, hız ihlalinden kaynaklanan olasıbir kazada sevdiklerinin canınıriske atma sorumluluğunu üstlenebilecek midir?

Trafikte sorumlu davranmak ve sorumluluğunu bilmek neden önemlidir? (tartışımz.) 

b) Yardımlaşma

"Düşene sırtını dönen korksun,

bir gün kendi düştüğünde, kimse

"ona elini uzatmayacaktır."(Sadi Orkide, 1257;

aktaran Aronson, Wilson ve Akert 2010) 

Yardımlaşma, karşılıklıyardımda bulunma anlamına gelmektedir. Bu değer ülkemiz insanlarının sahip olduğu ve günlük hayatlarında sıkça uyguladıklarıen önemli değer-lerden biridir. Yardımlaşmanın olduğu ortamlar, stresten uzak, insanların daha sakin ve huzurlu olduğu ortamlardır. Yardımlaşma ile sorunlar kısa sürede ve yapıcıbir biçimde çözülür. Hayatımızı; "Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, ya-şadığınıiddia edemez." ölçüsüyönlendirmelidir.

İnsanlar Neden Yardım Eder?

Bu konuda çeşitli bilimsel görüşler bulunmaktadır. Biyolojik görüşe göre insanlar yeme içmeye karşıdoğuştan bir eğilime sahip olduklarıgibi başkalarına yardım etme-ye de doğuştan eğilim gösterirler (Hogg ve Vaughan, 2014). Sosyo-biyologlara göre insanların sıkıntı içinde olanlara yardım etmek üzere biyolojik yatkınlıkları bulunmak-tadır. Sosyal psikologlara göre neredeyse her kültürde, başkalarına ilgi göstermenin iyi, bencilliğin ise kötüolduğunu bildiren bir 'norm'u vardır. Pek çok toplumda yazılı olmayan bu kural, karşımızdaki kişi muhtaç halde olduğunda (yardım ettiğimiz durum-da ödeyeceğimiz bedel ağır olmadığı takdirde) o kişiye yardım etmek için elimizden geleni yapmamız gerektiğini belletir. Dolayısıyla yardımlaşmanın evrensel bir sosyal sorumluluk normu olduğunu söyleyebiliriz. Bu da bize bu standardın işlevsel bir değeri olduğunu ve sosyal yaşamıkolaylaştırdığınıgöstermektedir. Hareket noktamız; "İyilik eden iyilik bulur." olmalıdır. Bu konuya 3.Bölümde 'diğergamlık' başlığıaltında tekrar değinilecektir. Biz buna bir anlamda "adap" ta diyebiliriz.

Trafikte Yardımlaşma Neden Önemlidir?

Birlikte yaşam, yardımlaşma olmadan sürdürülmesi zor bir hale gelmektedir. Trafik ortamı, tüm yol kullanıcılarının birlikte hareket ettiği, birbirinin olumlu ya da olumsuz dav-ranışlarından etkilendiği bir ortamdır. Bir kişinin olumlu ya da olumsuz bir davranışının tüm yol kullanıcılarını aynı şekilde etkilediği bu ortamda yardımlaşmanın önemi oldukça öne çıkmaktadır. Özellikle trafikte dezavantajlıgruplar olan çocukların, yaşlıların ve en-gellilerin yardıma daha fazla ihtiyacıolabilir. Güvenli bir trafik ortamı sağlamak için her sürücünün dezavantajlı grupta yer alan bu yol kullanıcılarına daha fazla dikkat etmesi gerekir. Hayatımızın her döneminde insanlara yardımcı olmak bir insanlık değeri olduğu gibi trafikte bu değerin daha da ön plana çıkarılmasıgerekir. Unutmayalım ki; "İnsanlarıen hayırlısıinsanlara faydalıolanıdır." 

Örnek 1:

Araç kullanırken yolda olan bisikletli çocukları fark ettiniz. Daha yavaş ve dikkatli araç kullanmak suretiyle onlara bir tehlike yaratmamaya özen göstererek onların güvenle yanınızdan geçmesine yardım etmek, trafik adabı açısından istenilen bir durumdur.

Örnek 2:

Aracı arıza yaptığı için yolda kalmış ve yardım talebinde bulunan bir sürücüye, yoldan geçen bir sürücünün durup yardım etmesi hem yardım talep eden sürücüyü bir sorundan kurtaracak hem de aracın bir an önce durduğu yerden trafiğe katılmasını sağlayarak, trafiğin aksamasını önleyecektir. 

Örnek 3:

Karlı havada zincir takmaya çalışan bir sürücü, sorun yaşıyor ve yardım talep ediyorsa, bu konuda deneyimli, daha becerikli bir sürücünün o kişiye yardım etmesi daha sonra olabilecek araç kaymalarını ve trafik kazalarını önlemiş olacaktır. 

Örnek 4:

İki yönlü kara yolunda öndeki ağır vasıta nedeniyle oluşan araç kuyruğunda ağır vasıtanın arkasında sollayan ilk araç, yol uygunsa, hemen sağa geçmek yerine bir süre sol şeritte giderek, kuyruktaki diğer araçların da ağır vasıtayı sollamasını kolaylaştırabilir. Böylece o yoldaki trafik akışıdaha rahat bir hale gelebilir. 

c) Hoşgörü

"(Bir bahçeye giremezsen, dump, seyran eyleme.

(Birgönülyapamazsan, yı^tp viran eyleme. " fYunus 'Emre)

"Hoşgörülüol ki sana da öyle davranılsın." Hoşgörü, kişinin kendisininkinden farklı ahlaki, dini değerlere, dünya görüşlerine, düşüncelerine, yaşam tarz-larına, davranışlara vb. sahip olan başka insanlara müdahale etmekten bilerek veya isteyerek, kaçınması eylemi olarak tanımlanmaktadır. Yani, ortaya çıkabilecek sorunları anlayışla karşılayarak, olabildiği kadar hoşgörme durumu, müsamaha, tolerans anla-mına gelmektedir. Hoşgörü, kendi görüşünüze ve çoğunluğun görüşbiçimine aykırı düşen görüşlere, sabırla ve taraf tutmadan katlanma demektir. izin verme ve iyi karşılama anlamlarına da gelir. Hoşgörü, trafik içinde sürücülerin en fazla ihtiyaç duyacakları değerlerden biridir. Bir sürücü, trafik ortamında farklı özelliklere sahip sürücüler, yolcular ve yayalarla birlikte araç kullanmak durumundadır. Hoşgörülü olma özelliği yoksa sürücü, sabırsız, öfkeli, yorgun, stresli, başarılı iletişim kuramayan, kural ihlali yapan bir kişi olacaktır. Bilinçli bir sürücühoşgörülüolabilmek için güne dinlenmişbaş-lamalıdır. Mevlana'nın; "Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol"sözünü hayatımıza örnek almalıyız. 

Unutmayın! Hoşgörülü olabilmek için; kendinize ve yaptığınız işe değer verin, iletişim içinde olduğunuz kişilere değer verin, alıngan olmayın, kimseyi küçümsemeyin, affedici olun, anlayışlı olun, herkesin olaylara farklı bakabileceğini yani "aynı resme farklı gözlerle baktığını" unutmayın.

"'Yaratıtanı hoş gör, yaradandan ötürü."

Örnek 1:

Park etme konusunda acemi olan bir yeni sürücü, yolda iki aracın arasına park etmeye çalışırken, arkasındaki araçsürücüsübu duruma hoşgörügöstermeyip, sü-rekli kornaya basarsa, park etmeye çalışan sürücüpanik olacak ve park etme süresi artacaktır. Oysa fazladan gösterilecek 30 saniyelik bir hoşgörü, daha huzurlu bir trafik ortamıoluşturacak ve acemi sürücünün de daha kısa sürede manevrasınıtamamlama-sınısağlayacaktır.

Örnek 2:

Bir sürücünün önünde duran bir araçtan yaşlıbir yolcunun indiğini düşünelim. Ya-şından dolayıbu yolcunun araçtan inme zamanınormalden biraz daha uzun olabilir. Arkadaki sürücünün bu duruma hoşgörügöstermeyip, kornaya basmasıyolcunun araç-tan daha hızlıinebilmesini sağlamayacağıgibi trafik ortamında da huzursuz, stresli bir durum oluşmasına sebep olacaktır.

Neden Trafikte Tahammül Etmeliyiz?

Tahammül denince ne anlıyorsunuz? Trafikte tahammül sahibi olmak ne demektir? (tartışınız.)

"Tahammülde bir fazilet vardır ki çoğu zaman başarının zaferin-den büyüktür. (Samuel Smiles) "

Tahammül; insanın kötü, güçdurumlara karşıkoyabilme ya da katlanabilme gücüolarak tanımlanmıştır (TDK). Kendi görüşünüze ve çoğunluğun görüşbiçi-mine aykırıdüşen görüşlere, sabırla ve taraf tutmadan katlanabilme özelliğidir. Tahammül trafik içinde sürücülerin en fazla ihtiyaçduyacaklarıdeğerlerden biridir.

Bir sürücü, trafik ortamında farklıözelliklere sahip sürücüler, yolcular ve yayalarla birlikte araçkullanmak durumundadır. Bunların içinde, kurallara uymayan sürücüler ve dikkatsiz yayalar olabilir. Sürücünün, bu tarz yanlışla karşılaştığında buna katlanabilmesi şüphesiz ki çok güçtür. Ancak trafik içinde istenmeyen durumlara tahammül edebilmek taraflar arasında yaşanabilecek kötüolaylara engel olacak, çok daha huzurlu bir trafik ortamıyaratacaktır. 

ç) Nezaket ve Saygı

Nezaket, başkalarına karşısaygılıve incelikle davranma anlamına gelmektedir. Saygıise değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığıdolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşıdikkatli, özenli, ölçülüdavranmaya sebep olan sevgi duygusu, başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu anlamına gelmektedir. Başarılıiletişimin en önemli kuralıkarşınızdaki kişinin varlığına saygıgöstermektir. Yani saygıgöstermek demek "seni görüyorum, duyuyorum, varlığınıkabul ediyorum" anlamına gelmektedir.

Saygıve empati birlikte olan iki kavramdır. Ayrıca 'hoşgörü' olmadan saygıda olmaz. Diğerini "olduğu gibi kabul etmeden" "saygı" duyamazsınız. Kendinize, işinize saygıduy-madan da diğerlerine saygıduyamazsınız. Aynen hoşgörüde olduğu gibi nezaket ve saygıdeğerleri de ülke insanımızın içinde olan değerlerdir. Örneğin, bir kapıda karşılaşan iki kişi kapıdan geçmek için birbirlerine yol verirler. Bu değeri trafik ortamında yansıtabil-mek çok önemlidir. Başka bir deyişle, diğer yol kullanıcılarına saygıgöstermek önemlidir. Çünkütrafikte davranışlarınızısaygıile sergilediğiniz her durumda daha huzurlu, sakin, stresten uzak bir ortamın hem kendiniz hem de diğerleri için oluşmasına neden olursu-nuz. Trafik kurallarına uymak daha kolay ve alışkanlığa daha çabuk dönüşür bir hal alır. Zaten yukarıda da vurgulandığıgibi, sürücübelgesi sahibi olmak demek, kişinin topluma saygılıve sorumlu davranacağına dair söz vermesi demektir. Trafik güvenliğinin sağla-nabilmesi için saygıile birlikte trafik kurallarının uygulanmasıgerekir. Trafik güvenliğinde sürekliliği sağlayan en önemli faktörlerin başında "saygı" gelmektedir.

Örnek 1:

Trafik kazasısadece maddi hasarlıbile olsa, yaşanmasıhiçistenmeyen ve ka-zaya karışan sürücüleri psikolojik olarak olumsuz etkileyen bir durumdur. Kaza son-rasıtarafların birbirine saygısız ve nezaketsiz bir şekilde davranması, kazayıortadan kaldıramayacağıgibi, olayın yasal gidişatınıda uzatacağından çözümügeciktirecektir. Bu sebeple kaza sonrasısürücünün soğukkanlılığınıkaybetmemesi, diğer sürücüye saygısız ve nezaketsiz söylem ve hareketlerde bulunmamasıçok önemlidir. Nezaket ve saygı, huzurlu ve daha az stresli bir ortamın oluşmasınısağlayacağıiçin meydana gelen kaza ile ilgili sorunlar daha kısa bir sürede çözülecek, kişilerin psikolojik olarak yaşadıklarıolumsuz duygular ise en azından yaşanan kaza ile sınırlıkalacaktır.

Yağmurlu bir günde araçsürerken kaldırımdaki yayalara su sıçratmamaya özen gösterilmelidir. Biryaya için bu durum çok olum-suzdur. Her sürücünün aynızamanda bir yaya olduğu unutulmamalıdır. Yağmurlu ve karlıha-valarda araçkullanırken biryaya görüldüğünde, hız daha fazla azaltılmalıdır. 

d)  Feragat ve Fedakârlık

Feragat ve fedakârlık, bir amaçuğruna ya da gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için ken-di yararlarından vazgeçme, hakkından kendi iste-ğiyle vazgeçme, özveri anlamına gelmektedir. Bazı durumlarda, trafik ortamında hak kendinizden yana iken bile bu hakkınızıdiğer sürücüye vermek size bir şey kaybettirmeyeceği gibi daha huzurlu bir trafik ortamısağlamaya katkıda bulunacaktır.

Örnek 1:

Tali yol-Anayol kesişmesinde geçişhakkıanayolda seyreden sürücüye aittir. Ana-yolda, kalabalık bir trafik içinde ilerleyen sürücü, tali yoldan gelmekte olan sürücüye kendi geçişhakkınıverdiğinde sadece birkaçsaniye zaman kaybedecek, karşılığında ise tali yolda araçların birikmesini önlemişolacaktır. Böyle bir durumda, anayoldaki sürücülerin tali yoldan gelenlere hiçbir şekilde yol vermediğini düşünelim; bir süre sonra tali yoldaki araçtrafiği çok fazla artacak, o yoldaki trafik duracak, sürücülerde öfke, kızgınlık ve sabırsızlık başlayacaktır. Dolayısıyla bu ortamda kaza olasılığıartacaktır. Sonuçta hem ana yolda hem de tali yolda trafik tıkanacaktır. Bu sonuçtan herkes zarar görecektir.

e)  Sabır

" Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır." atasözüsize neyi hatırlatıyor?

Karşıdan karşıya geçen bir yaya için araçların beklemesi trafiğin sıkışmasına sebep olmaz mı? Bu konuda sürücünün sabırlıolup, bek-lemesi uygun mudur? (tartışınız.)

Sabır, en kısa tanımıyla, zorluğa karşıgöğüs germek anlamına gelmektedir. (Os-manlıca-TürkçeAnsiklopedik Büyük Lügat) Diğerbirdeyişle, yaşanan olumsuz durumu kabullenmek, çözümüyönünde çaba sarf etmek ve uygulanan çözüm faaliyetlerinin so-nucunu beklemektir. Zorlukların ilacıolarak da tarif edilmektedir sabır kavramı. Şems-i Tebriz, "dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzütahayyül edebilmek" diye ifade et-mektedirsabrı. (Şems-i Tebriz) Mevlânâ, "hamdım, yandım, piştim, oldum elhamdülil-lah" der. Çok bilinen bir atasözümüz ise "öfkenin sonu felaket, sabrın sonu selamet" diyerek, sabrın önemini vurgulamaktadır.

Olaylaryalnızca bizim kontrolümüzde değildir. Yaşam çoğunlukla bizim dışımızdaki unsurlar tarafından yönlendirilir. Benzer şekilde trafik ortamı her zaman sürücünün kontrolünde olan bir ortam değildir. Diğer yol kullanıcıları, yol ve hava koşulları gibi pek çok şeyin sürücünün kontrolü dışında gelişmesine neden olur. 

Potansiyel olarak tehlikelerle ve beklenmedik olaylarla dolu olan ve sürücünün kontrolüdışında ki bu trafik ortamında zorluklarla sağlıklıbir şekilde başetmek için SABIR olmazsa olmazdır. Sabırlıolmak stresle başetme konusunda da önemli bir özelliktir. Genel olarak, sabredemeyen kişilerin stresle de olumlu başetme konusunda sorun yaşadıkları bilinmektedir.

Özetle sabır, bir şeyi telaş göstermeden bekleme anlamına gelmektedir. Hayatın her alanında ihtiyaç duyulan sabır değeri trafik içinde çok daha büyük önem taşımak-tadır. Trafikte, kırmızı ışıkta beklemek, sabır gerektiren bir davranıştır. Ancak burada gösterilen sabır, kırmızı ışıkta geçmenin bir trafik kural ihlali olması ve bu ihlalin bir cezası olması nedenleri ile sürücüler için bir zorunluluk haline gelmiştir. Önemli olan trafik içinde cezası olmayan durumlarda da sabır gösterebilmektir. Çünkü;Sabrısonu selamettir. (Atasözü)

Örnek 1:

Trafikte kırmızı ışıkta beklerken, ışık sarıya döner dönmez önündeki araca korna çalan sürücünün ışığın yeşile dönmesi için beklemeye 1 sn. sabrı olmadığını gösterir. Çalınan bu korna öndeki sürücünün paniklemesine ve yola kontrolsüz çıkmasına se-bep olabilir.

Örnek 2:

Öndeki araç yolcu indirirken ya da yol kenarına park etmeye çalışırken, sabırla beklemek gereklidir. Bugün önünüzdeki araca sizin göstereceğiniz sabır, yarın siz aynı durumdayken size gösterilecektir.

Örnek 3:

Trafik sıkışıklığı kentlerimizin en büyük sorunlarından biridir. Böyle bir durumda sabırsız davranıp, sürekli korna çalmak, trafiği açamayacağıgibi hem kendinizi hem de öndeki sürücüleri gürültükirliliğine maruz bırakmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Örnek 4:

Bir sürücü olarak, yayalara, özellikle de yaşlı, çocuk, engelli yayalara sabır göstermek çok önemlidir. Bir yaya, yeşil ışık süresinde geçişini tamamlayamamış olabilir. Bu durumda korna çalarak, ya da el kol hareketleri ile yayayıçabuk geçmeye zorlamak yerine sürücünün sabretmesi gerekir. Yayayı bir an önce geçişini tamamlamaya zorlamak, onun yere düşmesine ya da paniğe kapılıp, kontrolsüzce davranmasına neden olabilir. Bu durum hem yaya için hem de diğer sürücüler için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Veya kendisine kırmız ıışık yandığı halde sabırsızlık göstererek yola çıkması, yayaların haklarını ihlal ettiği gibi hayatlarını da tehlikeye atacaktır. Unutmamamız gerekirki; " En hayırlıvasıta sabırdır."

 

f) Trafik Kültüründe Birbirini Uyarma

Birlikte yaşadığımız trafik ortamında, bir kişinin yaptığı olumlu ya da olumsuz bir davranış hepimizi etkiler. 0 kişinin belki de farkında bile olmadan yaptığı o davranış hiçbir suçu olmayan bir başka kişinin ölümüne, yaralanmasına ya da ömür boyu sakat kalmasına neden olabilir. Dolayısıyla, trafik içinde hatalı davranış sergileyen bir sürücüyü uyarmak hem o sürücünün hem de trafikteki diğer sürücülerin kaza yapma ya da olumsuz bir durum oluşturma riskini azaltacaktır. Ancak bu uyarı, nezaket ve saygı çerçevesinde yapılmalıdır.

Örnek 1:

Ters yönden gelen bir sürücüyü"Bu sokak tek yönlü, herhalde siz tek yön levha-sınıgörmediniz, lütfen daha dikkatli olun" diyerek uyarmak, trafik içindeki vatandaşlık görevimizdir.

3. TRAFİKTE EMPATİVE İLETİŞİM

a. Empati

Siz beklerken birisi sizin önünüze geçse ne hissedersiniz?

En basit tanımıyla empati (duygudaşlık), bir olay ya da bir durumda karşımızdaki kişi hakkında her-hangi bir yargıda bulunmadan önce kendimizi onun yerine koyarak, olayı/durumu onun gibi yaşamamız anlamına gelmektedir. Yani kişi, "ben onun yerinde olsaydım nasıl hissederdim/düşünürdüm/davranır-dım" diyorsa, o kişi ile empati kuruyor, kendini onun yerine koyarak, kişinin davranışıdeğerlendiriyor, duygudaşlık yapıyor demektir. Kişi öncelikle kendine saygılıolmalıdır. Kendine değer verenler başkalarınıda değerli görmektedirler. Bunun için;"Kendinize nasıl davranılmasınıistiyorsanız başkalarına da o şekilde davranın." altın kuralının unutulmamasıgerekir.

Empati, başarılı bir iletişimin temel koşularından biridir. Sosyal yaşamda empatinin tartışmasız önemi büyüktür. Trafik adabıaçı-sından da empati çok ciddi bir öneme sahiptir. Sürücü trafikte diğer yol kullanıcıları ile sürekli iletişim içindedir. Aracını hareket ettirmesiyle birlikte iletişim başlar ve aracınıpark edinceye kadar da bu iletişim sürer. Örneğin, sola ya da sağa dönüş yapmadan önce sinyal vermek bir iletişimdir. Trafik kuralları bu iletişimi sağlıklı, güvenli ve herkes için standart kılabilmek için vardır. Ancak trafik adabıbu kuralların o toplumda ne şekilde ve ne standartta uygulandığını belirlediği için ayrı bir yere sahiptir. Hiçbir toplum 24 saat trafik zabıtası tarafından denetlenemez. Toplum yararına, kesintisiz denetim, trafik adabıile mümkündür. Yüksek empati kurabilen bir toplumda da trafik adabı diğerinin hakkını dikkate alan görgü kuralları üzerine kurulmaktadır.

Örnek 1:

Aracınıkaldırıma park etmişbir sürücü, diğeryol kullanıcıların kaldırımı kullanması-na engel olduğu gibi kaldırımı kullanamayan yayaların araç yoluna çıkmalarına neden olmaktadır. Ayrıca kaldırım taşlarına da zarar vermektedir. Empati düzeyi yüksek bir sü-rücü, kendini yaya olan yol kullanıcısının yerine koyar ve aracını kaldırıma park etmez.

Tartışma:

Empati düzeyi yüksek bir sürücüyoğun trafikte, bir alt geçide sıra halinde girmekte olan sürücülerin önlerine geçerek, trafiği de daha sıkışık bir hale getirerek yoluna de-vam etmez. Neden?

Örnek 2:

Aracınızıpark ettikten sonra hemen aracınızın başından ayrılmayın. Aracınızın durduğu yerin, diğer yol kullanıcılarıaçısından bir şekilde görme ve görülme ya da manevra engeli oluşturup oluşturmadığınıkontrol edin.

Lütfen unutmayın! Trafikte yalnız değilsiniz. Çözümün parçası değilseniz, sorunun parçasısınızdır. Güvenli sürücüolmak için her zaman empati düzeyi yüksek bir kişi olunuz.

Kendinize ve yaptığınız işe değer verin, iletişim içinde olduğunuz kişilere değer verin, alıngan olmayın, kimseyi küçümsemeyin, affedici olun, anlayışlıolun, herkesin olaylara farklıbakabileceğini yani "aynıresme farklıgözlerle baktığım" unutmayın.

b. Diğergamlık

Diğergamlık, kendinden çok başkalarınıdüşünen, başkalarının iyiliği için fedakârlık yapan, özgeci şeklinde tanımlanır. Diğergamlık, yardım etme davranışının bir alt kate-gorisidir. Başkasının çıkarına davranma olarak tanımlanmaktadır. (Hogg ve Vaughan, 2014) Kişinin kendisinden çok bir başkasına yarar sağlama isteğiyle yapılan davranışı işaret eder. Diğergamlık ile empati arasında önemli bir ilişki vardır. Empati, kişiyi başka-larına yardım etmek üzere harekete geçirir. Toplum yanlısıdavranışlar diğer insanların refahına katkıda bulunmaktadır. Diğergam davranışlar, birisinin buna karşılık vermesini gerektirmez. Bu tür davranışlar, bütün kültürlerde olmakla birlikte bizim kültürümüzde, bu davranışlara büyük önem verilir.

Tartısma 1:

Trafikte aracınızla kırmızıışıkta bekliyorsunuz. Işıkyeşile döndüancak biryaya kar-şıya geçmek için yolu neredeyse yarılamış. Geçişsizin hakkınız. isterseniz o yayanın önünden veya arkasından geçebilirsiniz. Ya da 3-5 sn. yayanın geçişi tamamlamasını bekleyip, öyle geçersiniz. Bu iki davranışşeklinin doğurabileceği sonuçlarıtartışınız.

Tartısma 2:

Sol tarafınızda seyretmekte olan araç, önünüze geçmek amacıyla sinyal veriyor. Hızınızısabit tutup ya da uygun şekilde yavaşlayıp, onun önünüze geçmesine izin vermek diğergamlıktır. Neden? Tartışınız.

Tartışma 3:

Diğergamlık ve fedakarlık arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? Örneklerle tartışınız.

c. Öfke Yönetimi

Trafikte sizi öfkelendiren bir sürücüile camıaçarak tartışmanız, trafiğin akışınınasıl etkilemektedir? (tartışınız.)

Öfke, 'güçlübir husumet duygusu' şeklinde tanımlanmaktadır. Hoşnutsuzluğun do-ğurduğu yoğun bir duygusal durum anlamına gelmektedir. Öfke yerine kızgınlık, hiddet, gazap sözcükleri de kullanılmaktadır. Öfke, günlük hayatımızda önemli yere sahip duy-gularımızdan biridir. Öfke duygusu evrenseldir. Her kültürde çeşitli şekillerde yaşanan bir duygudur. Kimi zaman kısa süreli, orta şiddette ve hatta kişiye faydalı, kimi zaman ise çok şiddetli, yoğun, sürekli ve tahrip edici olabilmektedir. Öfkenin engellenme, ben-lik saygısının zedelenmesi, gururun kırılmasıgibi nedenlerle ortaya çıktığıbilinmekte-dir. Haksızlığa neden olan kışkırtıcıdavranışlarda öfkenin en önemli nedenlerindendir. Öfke, planlanabilen bir duygu değildir. Diğer deyişle, saldırı, engellenme, haksızlığa uğrama, eleştirilme, küçümsenme gibi durumlarda kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Öfke çok farklıbiçimlerde ifade edilir. insanlara yönelik fiziksel saldırı, objelere yö-nelik fiziksel saldırı, sözel saldırıveya bağırma, bastırma, kendini eleştirme, dikkati başka konuya çekme, zulmetme, öfkenin ifade biçimlerinden bazılarıdır.

Öfke duygusunun aslında bir işlevi vardır ve işe yarar. Başka bir deyişle, kişiye güç verir, kişinin duygularınıdaha da kabartan, rahatsız edici davranışlarıönler. Yani, kişi öfke sayesinde engellendiğini anlar, kendine zarar vermez. Ayrıca öfke, diğer insanla-ra karşıolumsuz duyguların dışa vurulmasınıkolaylaştırır. Kişiyi, isteklerini elde etme konusunda daha atılgan bir hale getirir, kendisini önemli, üstün ve haklıhissetmesini sağlar. Ama unutulmamalıdır ki "Ofkeyle kalkan zararla oturur."

Öfkenin kalp hastalıkları gibi pek çok fiziksel hastalığın ilerlemesinde çok önemli etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Konuyla ilgili çalışmalar yapan uzmanlar hem bastırılan hem de ifade edilen öfkenin, yüksek kan basıncı, kalp problemleri, ülser gibi psikosomatik sonuçları olacağını vurgulamaktadırlar. Uzmanlara göre, öfkenin bastı-rılması, yüksek tansiyonu geliştiren bir faktörken, öfkenin bağırarak, müdahale ederek veya hızlı konuşma şeklindeki ifadeleri de kalp ritminde bozulmalara neden olmaktadır. 

Öfkelendiğinizi nasıl anlarsınız? Öncelikle bedeniniz çeşitli fizyolojik tepkiler ve-rir. Bu tepkiler, kişiden kişiye değişikler göstermektedir. Örneğin, kaşlar çatılır, dişler gıcırdatılır, ters ters bakılır, yumruklar sıkılır, yüz kızarır, ellerde/ayaklarda titreme ya da uyuşma hissi oluşur, nefes almada zorluk, vücudun çeşitli bölgelerinde seğirmeler olur, terleme, kontrol kaybı, sıcaklık hissi, burundan soluma, dudakları ısırmak, beynin zonklaması, baş ağrısı, hareketlerin hızlanması olur. Beden fiziksel tepkiler verirken aynı zamanda zihin, unutkanlık, uykusuzluk, dikkatsizlik gibi tepkiler verir. Sonuç olarak davranışsal tepkiler verilir. Daha çok sigara içmek, aşırı yemek yemek, acelecilik ve huzursuzluk, aşırı alkol tüketimi bu davranışlardan bazılarıdır.

Günümüzde psikologlar, öfkeyi bastırmak ya da yok etmek yerine "kızgınlık ve öfkenin yönetimi" ni önermektedirler. Öfke yönetiminde amaç; kızgınlığın ve öfkenin yol açtığı duygusal ve fizyolojik tepkileri azaltabilmektir. Çünkü sizde kızgınlığa yol açan insanları, olayları yok edemezsiniz, onlardan kaçınamazsınız, onları değiştiremezsiniz fakat insanlar ya da olaylar karşısında gösterdiğiniz içsel ve dışsal tepkilerinizi kontrol edebilirsiniz, onları yapıcı bir şekilde yönetebilirsiniz. Sonuç olarak, kızgınlığınızı neyin tetiklediğini bulmak ve kendinizi öfkeyle kaybetmeden, bu nedenlerle başa çıkabileceğiniz yöntemler geliştirmek en sağlıklı olan çözüm olarak önerilmektedir.

Öfkeyi başarılı bir şekilde yönetmek için öncelikle neden öfkeli olduğunuzu anlamaya çalışın. Gevşemeye ve dinlenmeye çalışın. Bunun için nefes egzersizlerini öğrenin ve uygulayın. Kas gevşeme egzersizleri ya da spor yapmayı hayatınızın düzenli bir parçası haline getirin. Düşünme tarzınızı yeniden yapılandırın. Başka bir deyişle, olumlu düşünme konusunda kendinizi geliştirin, duygularınızı paylaşın, öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantığınıza sığının." Mantık Ofkeyi Yener". Kendinize "tüm dünyanın size kazık atmaya çalışmadığını" hatırlatın. Sadece, yaşamın iniş ve çıkışlarından bazılarını yaşadığınızı düşünün. Sizi kızgınlık duygularına hazırlayan, "asla" ya da "herzaman" gibi sözcükleri kullanmayın. "Bu yolda hep böyle trafik sıkışıktır". "Bu minibüs/taksi/otobüs sürücüleri her zaman böyle yapar. gibi kızgınlığınızı daha da arttıracak cümleler kurmaktan kaçının. Ay-rıca problem çözme yöntemlerinizi geliştirin. Örneğin, "Her problemin bir çözümü vardır." inancı, çözümü bulamadığınızda engellenmişlik duygusunu ve kızgınlığı arttırır. Bazen çözüm sizin kontrolünüzde değildir ya da yoktur, dolayısıyla sorunla yüzleşin. "Ya hep ya hiç" tarzı düşünceden uzak durun. Zamanı etkili kullanma konusunda kendinizi gelişti-rin. iletişim becerilerinizi geliştirin. Kendini ifade etme yöntemleri konusunda bilgilenin ve kendinizi geliştirin. Saldırgan yerine atılgan olmayı deneyin. Mizah kullanmak da önemli bir yöntemdir. Ancak dikkatli olun. Amaç sorunlarınızı gülerek geçiştirmek değil, onlarla yapıcı bir şekilde yüzleşmektir. Alaycı ve aşağılayıcı mizaha başvurmaktan kaçının. Bu da öfkeyi ifade etmenin bir başka yüzüdür. Âlay etmek, öfke yönetimi değildir. Amaç, her şeyi ve kendinizi çok fazla ciddiye almaktan sizi alıkoymaktır.

Sonuç olarak aklınızdan çıkarmayın: Kızgınlığı yok edemezsiniz. Tüm çabalarınıza rağ-men sizi kızdıracak olaylar olacaktır. Yaşam her zaman engellerle, acılarla, kayıplarla ve diğer insanların onlardan beklemediğiniz davranışlarıyla dolu olacaktır. Olayları değiştiremezsiniz ama bu olayların sizi etkileme biçimini değiştirebilirsiniz. Kızgınlık ve öfke tepkilerinizi kontrol ederek, uzun vadede onların sizi daha mutsuz kılmasını önleyebilirsiniz. "Gerçek peh-livan öfkelendiğinde öfkesine hakim olabilendir." (Sözünütartışınız.) 

Trafikte Öfke Yönetimi ve Güvenli Sürücülük  

Psikologlara göre, öfkeli araç kullanmaya eğilimli olma ile saldırgan sürücülük dav-ranışları birbirleriyle ilişkilidir. Diğer deyişle, öfkeli sürücülük özelliği yüksek olan kişiler, trafikte daha fazla öfkeli durumlar yaşama deneyimine sahiptirler.

Trafikte yaşanan öfke duygusu, güvenli sürücülük yeteneklerini olumsuz yönde etkilemek-te, tehlikeli davranışlara ve kural ihlallerine yol açabilmektedir. Diğerlerine göre daha çabuk ve daha fazla öfkelenen sürücülerin direksiyon hâkimiyeti bozulur, dikkat dağılır, kural ihlalleri artar, sabırsızlık ve tahammülsüzlük artar ve sonuç olarak kazaya karışma olasılığı artar.

Trafik ortamı, doğası gereği engellemeleri dolu bir ortamdır. Çeşitli nedenlerle trafik tıkanır Kurallar gereği özellikle şehir içi trafiği dur-kalk şeklinde yürür. Her kırmızı ışık bir engellemedir. Dolayısıyla bir sürücü engellenme duygusu yaşadığında hissettiği öfkeyi yönet-meyi öğrenmek zorundadır. Güvenli sürücülük için altın kural sakin olmak ve sakin kalmaktır.

Araç kullanırken kendinizi öfkeli hissederseniz uyum sağlayıcı/yapıcı öfke ifadesi yöntemini kullanın. Örneğin, önünüzde yavaşlamanıza neden olan ya da aracını aniden önünüze kıran bir sürücü ya da bir durum oluştu. Engellendiğiniz ya da haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz için ister istemez kendinizi öfkeli hissetmeye başlayabilir-siniz. Böyle bir durumda aşağıda belirtilen ve sizin için en uygun olan düşüncelerden seçiniz ve o düşüncelere yoğunlaşmaya çalışınız:

ç. Beden Dili

Trafikte seyir halindeyken sürücünün yaptığıhata sebebi ile be-den dilini (el, kol hareketleri gibi) kullanarak, diğer sürücülerden özür dilemesi, trafikte ne gibi olumlu sonuçlar doğurabilmektedir.

Sözsüz olarak iki şekilde iletişim kurarsınız; beden hareketleriyle (yüz ifadeleri, el-kol hareketleri ve duruş) ve kişilerarasımesafe ile (diğer kişiyle aranıza koyduğunuz uzaklık). Beden dili sözlüiletişimden daha inandırıcıdır. Ayrıca beden dili önemlidir çün-kübiriletinin %7'si sözel iletişim (sözcükler), %38'si ses (yükseklik, ton, ritimvb.), %55'i beden hareketlerinden (çoğunlukla yüz ifadeleri) oluşmaktadır.

Sözel olmayan ipuçları; yüz ifadeleri (mutluluk, şaşkınlık, kızgınlık, üzüntü, korku, tiksinme), göz teması, fiziksel görünüm beden dilini kapsamaktadır. Sözsüz iletişim et-kilidir. Çünkü duyguları ifade eder, çift anlamlıdır, belirsizdir. Sözel olmayan ipuçları dendiğinde kişiler arası mesafe, beden dili ve yüz ifadelerinin yanı sıra jestler yani el hareketleri ile konuşma, mimikler, giyiniş tarzı ve söyleyiş tarzı da belirtilmektedir.

Trafik ortamında diğer yol kullanıcıları ile iletişim sırasında sürücü hem aracını hem de beden dilini kullanır. Korna çalmak, yakın takip araç kullanmak, aracını kullanarak yapılan iletişim biçimlerine verilebilecek örnekler iken, diğer sürücü ya da yayaya el-kol işaretleri ile çabuk geçmesini ifade etmek de beden dilini kullanmaya örnek olarak verilebilir.

Özellikle bir trafik kazasında diğer tarafla iletişim halindeyken kişinin beden diline dikkat etmesi önemlidir. Sözlerolumlu olabilirancak kişinin kullandığıbeden dili kavga-ya davet çıkarmamalı, sakinleştirici olmalıdır. Haklıya da haksız olma trafik zabıtası-nın karar vereceği bir durumdur. Ancak bir kaza durumunda taraflar, psikolojik olarak, savunma durumuna geçme ve diğerini suçlama eğilimi içindedirler. Bu ruh hali, beden diline yansır ve diğer taraf da aynıdurumda olacağıiçin olumsuz olayların, kavgaların meydana gelmesi kaçınılmaz bir hal alabilir. Olaylarıdaha da zor bir hale getirmemek için ve trafik güvenliğini gözetmek açısından kişinin diğer tarafa haklıya da haksız ol-masından bağımsız olarak saygıduyduğunu, varlığınıgördüğünüve kabul ettiğini ifade eden beden dili ile yaklaşmasıtrafik adabıaçısından istenilen durumdur.

Unutmayınız! Size nasıl davranılmasını istiyorsanız

siz de karşınızdaki kişiye öyle davranmalısınız.

 

d.Konuşma Üslubu

Aşık Yunus' unda da dediği gibi;

Söz ola kese savaşı

Söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı

Yağ ile bal ide bir söz

 

Söylediğimiz yanlış bir söz geri döndürülemez öfke ve zararlara yol açabilir.

"Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır." 

Trafikte konuşma üslubumuzu yumuşatarak, karşımızdakine hitap et-mek bize ve trafiğin akışına nasıl birfayda sağlamaktadır? (tartışınız.)

Kişinin konuşma üslubu bazen sözlerinden daha çok önem taşır. Iletişim sırasında mesajın ne olduğu kadar nasıl söylendiği de önemlidir. Başka bir deyişle, sözler olumlu olabilir ama söyleme tarzıolumsuz ise kişinin aklında sözler değil söyleyişbiçimi kalır ve ona göre karşılık verir. Konuşurken kişilerin yüzüne bakarak tebessüm etmek karşı-mızdakinin sert duruşunu yumuşatacaktır.

Sonuçolarak, beden dili ve konuşma üslubu kurallarıaçısından olumlu bir trafik adabısahibi olmak güvenli sürücülük açısından önem taşımaktadır.

Beden dili ve konuşma üslubu da dikkate alınarak, trafik adabıaçısından başarılı iletişim kurma becerilerinizi geliştiriniz. Bunun için aşağıda belirtilen hatalarıyapmayınız:

•  Susup, bir şey söylemediğimizde, gerçekten söylemediğimize inanmak,

•  Tek bir olayın, birini anlamak için yeterli bir örnek olduğu,

•  Herkesin sizin görüşlerinizi ve duygularınızıpaylaşmasıgerektiği,

•  jnsanların değişmediği,

•  insanlara atfettiğimiz özelliklere onların gerçekten sahip olduğu,

•  Mesajlarımızın diğerlerine tümüyle açık olduğu,

•  Söyleneni anlamamız gerekiyormuşgibi sosyal baskılar (bazen anlayamayabilirsiniz),

•  Karşınızdakinin kişiliğini sevmediğiniz için zihninizi ona kapatma,

•  Dinlerken aynızamanda değerlendirme eğiliminiz,

•  iletişimde çok erken yargılara / ön yargılara varma,

•  Atıflarınızıyaparken, kendinizi kayırma,

•  Gerçek veriler ile o verilere ilişkin kendi algılarınızıkarıştırmak,

•  "Önemsiz" saydığınız mesajlarıduymamak,.

e.  Trafik Denetim Görevlileri ile lletişim

Bir sürücü, trafikte çeşitli nedenlerle trafik zabıtasıile iletişim kurmak durumundadır. Trafik denetim görevlileri, ilgili yasal düzenlemeler kapsamında görevlerini yapmaktadır-lar. Dolayısıyla bir sürücüherhangi bir durumda trafik zabıtasıile iletişim kurarken, bunu aklından çıkarmamalıve trafik adabıaçısından iletişim kurallarına özen göstermelidir.

iletişim, mesaj alışverişi, bilgi aktarımıdır. Etkili, başarılıiletişim demek başkalarını suçlamak yerine hakça savaşım vermektir. Etkili iletişim becerileri gelişmişolan kişi et-kin şekilde dinlemeyi bilir, akıl okumak yerine karşısındaki kişinin ne demek istediğini gözden geçirir. Karşısındaki kişiye saygıduyar. Saygıduymak o kişinin varlığınıkabul etmek anlamına geldiği için iletişimi başarılıhale getirir. Her insanın en önemli psikolojik ihtiyacıvarlığınıkabul ettirmektir. Empati düzeyinin yüksek olmasıda başarılıiletişim için en önemli koşulların başında gelmektedir.

Dolayısıyla sürücü, trafik denetim görevlileri ile başarılıbir iletişim kurabilmek, kendini ifade edebilmek için etkili iletişim becerileri konusunda bilgi sahibi olmalıdır. 

4. TRAFİKTE HAK İHLALLERİ

a)  Birey Hakkı(Diğer Bireylere Verilen Zarar)

Sosyal hayatımızda kimseye zarar vermemeye ve kimsenin hakkınıyememeye özen gösteririz. Bilerek ya da bilmeyerek hak yemekten çekinir ve buna göre yaşama-ya çalışırız. Trafik hayatımızın bir parçasıolduğuna göre aynıhassasiyeti trafik içinde de göstermemiz gereklidir. Trafik kurallarının konulmasının başlıca sebeplerinden biri de kişilerin trafikteki haklarının belirlenmesidir. Hem trafik düzeninin bozulmamasıiçin hem de trafikte başkalarının hakkınıçiğnememek için trafik kurallarına muhakkak riayet edilmelidir. Trafik kurallarına uyulmadığıtakdirde bir başkasının canına ya da malına zarar verebiliriz. Trafik kurallarısürücülerin can ve mal güvenliklerini sağlamak için konulmuştur. Bu kurallara uymamak kişi haklarınıihlal ettiği gibi hayatlarına da kas-tedebilir. "Kim bir canıöldürürse bütün insanlarıöldürmüşgibidir. Kim de onu yaşatırsa, bütün insanlarıyaşatmışgibi olur."

Örnekl:

Birçok sürücü, hızlıaraçkullandıklarında da araçlarınıkontrol edebildiklerini dü-şünmektedir. Aynızamanda kazaya sebebiyet vermeyecek kadar kendilerini usta şoför olarak görmektedirler (OECD, 2012). Ancak bu sürücüler trafikte tek başlarına olma-dıklarınıgöz ardıetmektedir. Yaptıklarıaşırıhız, diğer sürücülerin dikkatlerini dağıtıp, kaza yapmalarına sebep olabilir. Yine aşırıhızyapan sürücülerin, yola çıkan biryayaya çarpma ve aşırıhızlıolduklarıiçin o yayayıöldürme riskleri artar.

Örnek 2:

Arkasından siren çalarak gelen birambulansa yol vermeyen sürücü, o ambulansın içindeki kişinin hayatınıkaybetmesine sebep olabilir.

Örnek 3:

Engelli kişiler için ayrılmışpark yerlerine, engeli olmadığıhalde park eden bir sürü-cü, oraya park etmek isteyen engelli bir sürücünün hakkınıgasp ederek, o sürücünün trafik içinde zor durumda kalmasına sebep olur.

Örnek 4:

Herhangi biraraçarızasıolmadığıhalde, örneğin marketten birşey almak için ara-cının dörtlülerini yakıp sağşeritte bırakan sürücüyolun bir şeridini diğer araçlara ka-patmışolur. Kimsenin kişisel çıkarlarıiçin yolun bir şeridini diğer sürücülere kapatmaya hakkıbulunmamaktadır.

b)Toplum Hakkı(Topluma Verilen Zarar)

Trafikte hatalıve yanlışdavranışlar kaza ile sonuçlanabilmektedir. Trafik kazasıki-şisel olarak can ve mal kaybına sebep olduğu gibi toplumsal zararlarıda çok büyüktür.

Bir kaza bir veya birçok kimsenin ölümüne neden olabilir. Bu ölümler ailelerin yıkımı-na, kaybolmasına sebep olabilir. Ailelerin yok olmasıve dağılmasısağlıklıbir toplumun bozulmasıdemektir. Sağlıksız birtoplum, sağlıksız bir millet' sağlıksız bir devlet demektir.

Trafik kazasıgeçiren kişiler, canlarına birzarargelmese bile psikolojik olarak zarar görürler. Kişilerin bu bozuk psikolojileri ailelerine ve topluma olumsuz yansır. 

Psikolojik etkilerin verdiği güvensizlikler, bilhassa gençlerde sigaraya eğilim alkol ve uyuşturucu gibi aileyi sosyoekonomik açıdan sıkıntılara sürükleyecek olaylarıtetik-lemektedir. Yine psikolojik etkiler, bireyin yaşam kalitesini düşürmekte, içine kapanık bir benlik ortaya çıkararak çevresiyle ilişkilerini azaltmaktadır.

(Videolaria desteklenecek ÖRN: Trafik kazasıgeçirmişbir üniversite öğrencisinin, kaza son-rasıyaşadığıpsikolojik bunalımın okulda ve aile ortamında yansımalarınıgösteren bir video)

Ekonomik olarak dezavantajlıkonumda olan dar gelirli aileler hem tıbbi gereksinim-lerin maliyetleri hem de bu yaralanma veya ölüm neticesinde düşen gelirleri nedeniyle en büyük mağduriyeti yaşamaktadırlar.

Ölüm halinde ise kişinin bakmakla yükümlü olduğu bireylerin geçim sıkıntısı baş gösterebilmekte ve bu durum da bir ailenin dağılmasına veya kaybolmasına dahi gidebilmektedir.

c) Kamu Hakkı(Devlete verilen Zarar)

Trafik kazalarındaki ekonomik zararlardan Ülkemiz nasıl etkilenmektedir?

2014 yılında trafik kazalanndaki ekonomik kayıp 24 milyar TL. olup bu miktar yatırıma ayrılan payın yüzde ellisine yakındır. Biryılda yatırıma ayrılan pay yaklaşık 50 milyar TL. olduğu düşünülürse trafik kazalarında kaybedilen ekonomik kayıpla neler yapılabilir? tartışınız.

Trafik kazasısonucu meydana gelen maddi hasarlar, yetişmişinsan gücükaybıve ya-ralananlara yapılan sosyal güvenlik harcamalarıülke ekonomisine büyük zarar vermektedir.

Trafik kazasının topluma verdiği zararlar bununla da bitmemektedir. Karayollarının za-manından önce yıpranması, açılan çok sayıda dava ile yargısisteminin işyükünün artması, engelli nüfusunun artması, üretim ve refah kayıpları, uzun vadede kalkınmaya olumsuz etki, ülke imajının zedelenmesi, topluma verdiği zarariarın başlıcalarıolarak sayılabilir

ç)Yaşam Hakkı ?

Öğretide yaşama hakkı; önce insanın fiziksel-biyolojik varlığının arızasız olarak sürdürebilmesi için gerekli olan bir sağlık ve bütünlük içinde doğması, sonra insanın varlığının moral-kültürel gelişim olanaklarına sahip olarak sürdürülebilmesidir. Son ola-rak, bu suretle, fiziksel-biyolojik-psikolojik-moral-kültürel bütünlüğünükazanmışinsan varlığının aynızamanda bir hukuksal bir kişi olarak toplum yararına dahi olsa, doğal sınırlamalar dışında yok edilmemesi olarak tanımlanmıştır (Öztürk, 2014). Sürücü-lerin başkalarının yaşama haklarını tehlikeye atacak davranışlardan uzak durmaları gerektiği gibi kendi yaşama hakkını da tehlikeye atacak davranış içinde bulunmaması gerekir. "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız." ölçüsü akıldan çıkarılmaması gereken bir düsturdur.

Yaşama hakkı, en temel haktır. Diğer tüm hakların kullanımıve varlığıbu hakka bağlıdır. Bu yönüyle yaşama hakkımutlak bir haktır.

Kişi maddi ve manevi olarak birçok zoriuk ve fedakâriıklarla yetişkin hale gelmektedir. Ki-şinin yetişkin hale gelmesinde birçok kişinin emeği vardır. Bu sebeple sürücülerin trafik içinde yanlışve tehlikeli hareketleryaparak kendilerine zarar verme riskini göze almaya haklarıyoktur.

YAŞA VE YAŞAMASINA İZİN VER

d) Çevre Hakkı(Çevre ve Doğaya Verilen Zarar)

Günümüzde çevre sorunlarıson yıllarda giderek artışgöstermektedir. Bu sorunla-rın sonucunda, mevsimler değişmekte, buzullar erimekte, soluduğumuz hava zehirle yüklenmekte, kulaklarımız, gözlerimiz ve beynimiz; gürültübeton ve metal kirliliği ile dolmaktadır. Karayolu ulaşım sistemlerinin çevreye ve insana verdikleri zararlar farklı boyutlarda ve farklıözelliklerdedir. Çevreye en zararlıkarayolu ulaşım sistemi ise özel araçtır. Enerji tüketimi, atık maddesi ve gürültükirliliği en fazla, kapasitesi ise en düşük ulaşım sistemi özel araçtır. Bu nedenle özellikle kent içinde zorunlu olmadıkça özel araçyerine alternatif ulaşım türleri (toplutaşım, bisiklet, yaya) kullanılmalıdır.

Karayolu trafik kazalarının kişiye, topluma ve kamuya verdiği zararların yanında çevreye de büyük zararları bulunmaktadır. Bu zararların başlıcaları aşağıda özetlenmiştir.

VOrta refüjlere ve yol kenarlarına dikilen ağaçlar zarar görmektedir.

VBilhassa yakıt, kimyasal madde, tıbbi atık vs. yüklü araçların yaptığı kazalar ne-ticesinde çevre büyük ekolojik zarar görmektedir.

VTrafo, elektrik direğine çarpma gibi durumlarda kesintiler yaşanmaktadır.

VKöprü, tünel gibi noktalarda yaşanan kazalarda ulaşım aksamaktadır.

5. TRAFİKTE DİĞERLERİNİN SÜRÜCÜDAVRANIŞLARINA ETKİSİ

insan toplum içinde yaşayan sosyal bir varlıktır. Kişinin günlük hayatında yapmış olduğu birçok rutin aktivitede de davranışşeklini sosyal çevresi şekillendirir.

Yüzmek, bisiklete binmek gibi araçkullanmak da sensori-motor bellek ile yapılan bir davranıştır. Sürücüler trafikte toplu olarak araçkullandıklarından toplumsal belleğin de etkisi altındadırlar.

insan zihni ile bedeni arasında uyuma dayanan bir ilişki vardır. Koşarken bedenin hızı arttığından zihnin uyarılma tonusu ile uyanıklık ve çalışma hızıda artmaktadır. Oysaki araçkullanırken, yani aslında beden sabitken zihnin otomobil hızında sürekli çalışması istenmektedir. Hız arttığında bilgi alışhızıda artacağından, daha kısa zamanda aynıgör-sel bilginin alınmasıgerekli olup, yorumlama, karar verme, uygulama ve tepki hızlarıda artmak zorundadır. insanın araçile hızlıyaşantısında, zihnin variığınısürdürebilmek ve bedeni korumak zorunda kaldığından, doğasına karşıgelen bu dengesizliğe uyum göste-recek olan beynin çalışmasınıotomatik duruma kaydırır. (Girgin, V, Kocabıyık, A., 2002)

Ortamda, sizi izleyen kişinin variığıya da yokluğu farklıdavranmanıza neden olur. Bu-nunla ilgili en eski deneyi Triplett, 1897 yılında yapmıştır. Araştırmacı, bir yanşmada bisiklet yarışçılarının, başkalarıtarafından izlendiklerinde hızlarınıarttırdıklarınıbulmuştur. Psiko-loji biliminde bu olaya "sosyal kolaylaştırma" denmektedir. Başkalarının etkisi ile davranış-larımız yalnız olduğumuzdan daha farklıolabilir. Yalnızken emniyet kemeri takan bir genç sürücü, yanında yaşıtıolduğunda onun olumsuz etkisiyle emniyet kemerini takmayabilir.

Trafik içinde tüm kurallara uyarak araçsüren birsürücübile, trafikteki diğer araçlara farkında olmayarak ya da farkında olmasına rağmen dirençgösteremeyerek, uyum sağlayıp kural ihlali yapabilir.

Lütfen dikkat! Başkalarının sizi olumsuz etkilemesine izin vermeyin.

Her zaman güvenliği dikkate alarak trafik kurallarına uyun.

Ornek 1:

Akan bir trafik içindeki sürücü, önündeki ve arkasındaki araçlar yasal hız sınırının üstünde gidiyorsa, kendini o akışa kaptırıp, yasal hız sınırının üstüne çıkabilir. Bu ço-ğunlukla farkında olmadan yapılan bir kural ihlalidir. Bazıdurumlarda ise sürücü, yasal hız sınırının üstünde seyir ettiğinin farkındadır. Ancak yavaşladığıtakdirde arkasındaki araçların korna ve selektörlerle tepki vereceğini bildiğinden bu tepkiyi göze alamaz ve hızınıdüşüremez.

Örnek 2:

Normal hayatında emniyet kemerinin olasıbir kazada hayat kurtardığınıbilen ve bu bilinçle emniyet kemerini takan bir kişi, yanında yolculuk ettiği kişinin etkisi ile emniyet kemerini takmayabilir. Lütfen dikkat, trafikte diğer kişilerin sizi olumsuz etkilemesine izin vermeyin.

KAYNAK:MEB